Malatya’da neler oluyor anlamak mümkün değil. Sözüm ona kuralar çekiliyor, konutlar bir bir sahiplerini buluyor.
Ama ne hikmetse dün açıklanan rakamlar bugünü tutmuyor. Depremin en çok vurduğu Doğanşehir halkı seviniyor nihayet diye. Sonrası…
Sonra hop bir açıklanma, kurası çekilerek evlerden 724’u bir anda askıya alınıyor. Malatya’mda protokolde yer alan herkes kurada mutluluk pozu veriyor ama bunu konuşan, bilen yok. Bir değil, 5 değil, 10 değil tam 724 kişinin beklentisi, heyecanı kursağında kaldı. Bu konutları bekleyen ” Acaba hangi daire bana çıkar?” diye heyecanlanan vatandaşlar ne durumda şimdi, merak eden var mı acaba?
Şimdi ne oldu da, Doğanşehir’de bir anda 724 hak sahibinin kura çekimi ileri belirsiz bir tarihe ertelendi. Merak eden bir yetkili, bir vekil yok. Belki de bilmiyorlar ta Kaymakam Bey açıklama yapana kadar. İşte bir açıklama, “Doğanşehir merkez mahallesinde hak sahipleri işlemleri devam ettiği için kura çekimleri bir süre ertelendi.”
İyide hepsi bu kadar mı, vatandaşa verilecek cevap bu mu şimdi? Bu kura çekim gününe kadar belli olmadı da açıklama son dakika yapıldı, hem de kura çekimlerinden bir gün sonra. vatandaştan şikayet sesleri yükseldikten sonra yapılan açıklamanın ne anlamı var:
Ya, bu şehrin Şehircilik Müdürlüğü yetkileri neredeler, ne iş görüyor, Neden kimselere hesap sorulmuyor? Hadi biz yine kibar olalım, yumuşak davranalım, büyüklük yine bizde olsun. Neden bir izahat istenmiyor bu kişilerden? Anlaşılır gibi değil.
Vatandaş bu açılama ile “ Oh Kaymakam açıkladı, sorun yok, bekleyelim” mi diyor sizce! yoksa kafasında bin bir sorun mu dolaşıyor? Tıpkı, rezerv alanları ne olacak? Yerinde dönüşüm yapabilecek mi? Ben hakkımı rezerv alanına bıraksam sonrasında ne ile karşılaşacağım? Bilgi almak için yetkililere ne zaman ulaşacağım? AFAD’dan Şehirciliğe, Şehircilikten AFAD’a gönderilmekten kurtulacak mıyım? …
Bu sorular ve sorunlar devam ederken, Malatyalı vekiller düğün gezmeleri, cenaze ziyaretleri, camii inşaatı ziyaretleri, bazen konteynerlerde sembolik sohbetler ve arada bir de esnaf ziyaretleri ile meşgul desek yalan olmaz.
Gerçekten, bu şehrin vekilleri ne yapıyor?
Tozpembe gözlüklerini takmış vatandaşı da buna inandıracağını mı sanıyor! Malatya hiç de o gözlüklerden göründüğü gibi değil…
Birkaç ay önce bir Vali geldi, zaman zaman O da isyan ediyor. Gece mesaide, gündüz mesaide. Bazen de rezerv alanlarını insanlara anlatabilmek için sertleşiyor. “ Ben 50 yıllık binanın sorumluluğunu almam. Bırakın Malatya’yı modern, depreme dayanıklı binalar ile donatalım” diyor. Diyor da demesine, bunu halka anlatacak aracıları bulamıyor. Yine de çalışmaya devam ediyor, her şeye her zorluğa rağmen.
Ya vekiller, peki neden bir devlet görevlisini örnek alamıyorlar! Bildikleri sorunları defalarca vatandaş ile bir araya gelip dinlemek yerine çözüm aramıyorlar? Meclise gidip, Bakanlar ve yetkililer ile görüşmüyorlar anlaşılır gibi değil. Her açıklamalarınsa, “Bakanlık diyor ki, Bakanlık yetkilileri yapıyor” diyen vekiller gerçekten Malatya için ne yapıyor anlamıyoruz.
Arada birde çıkıyor demeç veriyorlar, ne anlattıklarını bırakın bizim, halkın anlamasını aslında kendileri dahi anlamıyor. Nede olsa siyaset yaptıklarını sanıyor, yukarı şirin görünmek için uğraşıyorlar. Her yerden ses yükseliyor, “Malatya sahipsiz” diye. Duyan kim? Bu sözler sizlere sayın milletvekilleri, duyun artık.
Ha, Malatya sahipsiz değil, gidenler gider kalan bize yeter. Bir gün gelir onlarda döner ve Malatya’nın gerçek sahipleri sizlerden hesap sorar. Onun için diyoruz ki, aman siz siz olun halkla ile dalga geçmeyin. Kendinize gelin, çarşı Pazar gezmekle olmuyor bu işler.
Karşı değiliz sizlerin Cami inşaatlarını ziyaret etmenize, karşı değiliz arada bir gittiğiniz konteynerlerde vatandaşın dertlerini dinlemenize. Ama boy boy resimler çektirip sonrada “Ben halkın içindeyim demenize bu halkın karnı tok.”
Gerçekten siz ne yapıyorsanız, biz görüyoruz. Artık sizde mi görseniz. Malatya’nın sorunlarını çözmek sizin göreviniz, ya yapın yâda bu soruyu sormaya devam edelim.
Sahi bu vekiller ne yapıyor?
Bir zamanlar bir kral aşağıdan bir ses duyar. Erikçi bağırmakta “Eriğin kilosu 1 akçe” Kralın canı erik çeker, veziri çağırıp der ki “Al sana 5 altın bana erik al.” Vezir mutlu, hemen yaverini çağırır ona 4 altın verip erik ister. Yaver elini ovuşturup dışarı çıkar, kafasında kurnazlık. Emirini çağırıp ona 3 altın verip erik ister. 3 Altın alan emir kendi kendine söylenir, “erik 3 altın etmez” diye. Komutana 2 altın verip emirlerini söyler. Komutan askeri çağırarak 1 altın verir ve erikleri ister. Asker uyanık, koşarak satıcıya gider. “ Sen kim oluyorsun da saray önünde bağırarak satış yapıyorsun. Aman komutan duymasın, kafanı alır” der ve erikleri altın vermeden alıp, satıcıyı kovar. Sonuçta alınan bir araba erik de oradan oraya giderken krala geldiğinde sadece beş tane kalmıştır. Bunu gören Kral, “5 altına 5 erik olmaz” diyerek bütün gerçekleri görür. Emrinde olan herkesin kellesini alır ve erikciyi vezir ilan eder…
Arada bir anlatılan bu hikaye gerçek olmasa da gerçek misali. Kim bilir belki de gerçek oluverir. Bizde Malatya’mıza bir not düşelim dedik bu hikaye ile. Anlayan anlasın diye…
Gerçekten bu Vekiller ne iş yapıyor?
KENAN KAYA
GENEL
2 gün önceGENEL
2 gün önceGENEL
4 gün önceEKONOMİ
5 gün önceGENEL
6 gün önceGENEL
6 gün önceGENEL
6 gün önceGENEL
7 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.